Haber Başlığı

Günlük yaşamın içinde birçok insan, uyku sırasında ağızlarını açık tutarak uyuduğunu fark etmeden geçirir. Bu yaygın durum, genellikle basit bir alışkanlık olarak algılansa da, altında yatan sağlık sorunları dikkat çekici olabilir. 

  1. Soğuk algınlığı, sinüzit veya alerjiler nedeniyle burun yolları tıkandığında, vücut otomatik olarak ağızdan nefes alma refleksini devreye sokar. Bu durum, uyku esnasında ağızın açık kalmasına yol açar.
  2. Özellikle çocuklarda sıkça görülen bademcik büyümesi, hava yollarını daraltarak burun solunumunu zorlaştırabilir. Bu durumda da ağızdan nefes alma ihtiyacı doğar.
  3. Uyku sırasında solunumun kısa süreli durmasına neden olan bu rahatsızlık, kişiyi ağız yoluyla nefes almaya zorlayabilir. Apne atakları sırasında ağız kuruluğu gibi yan etkiler ortaya çıkabilir.
  4. Çenenin geride olması veya damak yapısının darlığı, burunla nefes almayı zorlaştırarak ağızdan nefes almayı teşvik edebilir.
  5. Mevsimsel alerjiler veya evdeki toz ve akar gibi alerjenler, burun pasajlarının daralmasına yol açarak ağızdan nefes almayı zorunlu hale getirebilir.

Ağız açık uyumanın çeşitli olumsuz etkileri vardır:

  • Ağızdan nefes almak, tükürük üretimini azaltır ve bu durum ağızda bakterilerin çoğalmasına zemin hazırlar. Ağız kuruluğu, diş çürümeleri ve diş eti hastalıkları riskini artırır.
  • Ağızdan nefes almak, hava yollarında daralmaya yol açarak horlamaya sebep olabilir. Bu durum, hem uyuyan kişiyi hem de çevresindekileri rahatsız eder.
  • Ağız açık uyuma, uyku kalitesini olumsuz etkileyebilir. Sık uyanmalar, derin uykuya geçişte zorluk gibi sorunlara yol açarak gündüz yorgunluğunu artırır.
  • Ağızdan nefes almak, havadaki partiküllerin doğrudan solunum yollarına girmesine neden olur ve bu durum, enfeksiyon riskini artırabilir.
  • Uzun süreli ağızdan nefes alma alışkanlığı, özellikle çocuklarda çene ve yüz yapısında bozulmalara yol açabilir.