Haber Başlığı

Bir an durun ve kendinize sorun: “Çocuğumun gerçek mutluluğu neyle gelir?” Çocuklar, genellikle aldıkları oyuncaklarla, yeni bir bilgisayar oyunu veya bir parka gitmekle mutlu olurlar.

Ancak bu yüzeysel mutluluk, derin bir tatmin sağlayabilir mi? Belki de bir lolipop ya da uyku saatinin bir saat geç olması, kısa süreli bir neşe kaynağıdır. Fast-food, hem çocukların hem de bazı yetişkinlerin favorisi olabilir ama bu, kalıcı bir mutluluk sağlamaz.

Mutluluğu sağlamak ile mutlu olmayı öğretmek, tamamen farklı iki kavram. Eğer çocuğunuza yalnızca onu mutlu edecek şeyler sunarsanız, ileride kendi mutluluğunu başka yerlerde arayan bir birey yetiştirmiş olursunuz.

Amacınız, çocuğunuzun bağımsız ve kendine yeten bir birey olmasını sağlamak olmalı. Mutluluğu dışsal kaynaklarda arayan birini yetiştirmek, ileride birçok zorlukla yüzleşmesine sebep olabilir.

Bu durumda, ilişkilerde de sorunlar ortaya çıkabilir. Bir partnerin sürekli diğerini mutlu etme sorumluluğu, sağlıksız bir dinamiğe yol açar. Bu tür bir ilişki, her iki taraf için de stres kaynağı olabilir.

Gerçek ve kalıcı mutluluk, bireyin kendi içsel dünyasıyla ilişkilidir. Eğer çocuğunuza, mutluluğun sürekli bir arayış değil, içsel bir yolculuk olduğunu gösterirseniz, onun hayatında çok daha sağlam temeller atmış olursunuz. Mutluluğu başka kişilerden beklemek yerine, onu kendisi bulmayı öğrenmelidir.

Unutmayın ki çocuklar her şeyi gözlemler ve model alırlar. Sadece yeme içme değil, hayatın her alanındaki tutum ve davranışlarınızı izlerler. Eğer siz, küçük şeylerden mutlu olmayı başarabilen biriyseniz, çocuğunuz da bu tutumu öğrenecektir. Yeni bir araba ya da lüks bir restoranda yenen yemek geçici mutluluklar sunar, ancak gerçek tatmin, öz mutluluk kaynağınızda yatar.