Çocuklar, genellikle 3 yaşında paralel oyunlar oynamaya başlarlar; bu, yan yana oyun oynamak ama etkileşimde bulunmamak anlamına gelir. Uzmanlar, anaokuluna geçiş sürecinde çocukların paylaşma, sıra bekleme gibi grup dinamiklerine katılmayı öğrenmeye başladıklarını vurguluyor. Ancak, bu sosyal becerilerin gelişimi zaman alır ve her çocuğun ilerleyişi farklılık gösterir.
Yalnız oynamak kötüye işaret mi?
Bir çocuk kendini yalnız hissetmediği sürece, kendi başına oyun oynaması gayet doğal bir durumdur. Okul ortamında, her çocuğun ihtiyaçları farklıdır; bazıları kalabalık ortamlarda mutlu olurken, diğerleri daha sakin alanlarda oyun oynamayı tercih edebilir. Bu çeşitlilik, çocukların sosyal gelişimlerinde önemli bir yer tutar.
Duygusal ifade
Çocuklar arasında yaşanan küçük anlaşmazlıklar, genellikle doğal bir süreçtir. Eğer çocuğunuz bir arkadaşının ona kaba davrandığını söylüyorsa, bu durum büyük bir sorun olmayabilir. Çocuklar, hayal kırıklıklarını ifade etmek için zaman zaman anlaşmazlıklar yaşayabilirler. Ebeveynler, bu süreçte çocuğa destek olmalı ve ona zaman tanımalıdır.
Ne zaman müdahale etmeli?
Çocuğunuzun okulda karşılaştığı sorunlar sürekli hale gelirse, öğretmeniyle iletişime geçmek önemli olabilir. Uzmanlar, öğretmenlerin durumu daha iyi gözlemleyebileceğini ve olası sorunları erken aşamada fark edebileceğini ifade ediyor. Ebeveynlerin de çocuklarının duygusal ve fiziksel durumlarını dikkatle izlemeleri, önemli değişikliklere karşı hazırlıklı olmalarını sağlar.
Eğer çocuğunuz arkadaş edinmede zorlanıyorsa, özgüvenini artırmaya yönelik adımlar atmanız faydalı olabilir. Küçük buluşmalar düzenlemek, çocuğunuzun sosyal becerilerini geliştirmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca, arkadaşlık ilişkileri üzerine kitap okumak, bu konuda farkındalığını artırabilir.