Haber Başlığı

Türkiye’de kadınlar, ortalama 46-47 yaşlarında menopoza girerken, her 100 kadından 3’ü bu değişimi daha 40 yaşına gelmeden yaşıyor. İşte bu durum, "erken menopoz" olarak tanımlanıyor ve ne yazık ki sadece bir tarih değişikliği değil, pek çok ciddi sağlık sorununun da habercisi oluyor.

Erken menopoz, kadınların doğurganlık hayallerini ellerinden alabilirken, osteoporoz, kalp hastalıkları ve felç gibi uzun vadeli sağlık tehditlerini de beraberinde getiriyor. Genetik yatkınlık en büyük risk faktörlerinden biri olsa da, yaşam tarzımız bu tabloyu belirleyen en güçlü kalemlerden biri.

Sigara kullanımı, düzensiz beslenme, aşırı zayıflık ya da obezite, D vitamini ve kalsiyum eksikliği, hareketsiz yaşam tarzı, stres, kimyasallara maruz kalma ve hatta bazı diyet tercihlerimiz bile erken menopozun tetikleyicileri arasında yer alıyor. Üstelik bu riskler sadece fiziksel sağlıkla sınırlı değil; psikolojik etkileri de oldukça derin.

İyi haber şu ki, erken menopoz kader değil! Sağlıklı yaşam alışkanlıkları, düzenli jinekolojik kontroller ve yumurtalık rezervini ölçen testlerle önceden önlem almak mümkün. Özellikle çocuk sahibi olmayı düşünen kadınlar için bu farkındalık, zamanı geri almasa da, zamanla yarışta önemli bir avantaj sağlıyor.