ABD, Çin ve İsveç'ten bilim insanlarının gerçekleştirdiği araştırma, Illinois'de yaşayan 910 kişinin yaklaşık 14 yıl boyunca izlenmesiyle yapıldı. Katılımcıların yıllık zihinsel sağlık değerlendirmelerinde, yaşam amacı, olumlu ilişkiler, kişisel gelişim, öz-kabul ve özerklik gibi psikolojik sağlık göstergeleri incelendi.
Araştırmanın sonuçları, katılımcıların yüzde 29'unun MCI teşhisi aldığını ve bu grubun yüzde 34'ünde daha sonra demans geliştiğini gösterdi. MCI tanısı alan kişilerin zihinsel sağlıklarının, teşhisten iki yıl önce belirgin şekilde düştüğü, yaşam amacı ve kişisel gelişim hislerinin ise teşhisten üç ila altı yıl önce azalmaya başladığı gözlemlendi.
Araştırmacılar, elde edilen verilerin gözlemsel niteliğinin yanı sıra, kesin bir neden-sonuç ilişkisi kurmanın mümkün olmadığını vurguladı. Bu durum, düşük psikolojik iyilik hali ile bilişsel bozulma arasındaki bağlantının net olmadığı anlamına geliyor.
Ancak, yaşam amacı ve kişisel gelişim fırsatlarının azalmasının bilişsel fonksiyon bozukluklarının gelişiminde önemli bir rol oynayabileceğine dair güçlü bir işaret var.
Bireylerin psikolojik sağlıklarını korumalarının ve sosyal olarak aktif kalmalarının bilişsel sağlık üzerinde koruyucu bir etkisi olabileceği belirtiliyor. Alzheimer Derneği’nden bir doktor, zihinsel sağlığın korunması ve sosyal etkileşimlerin sürdürülmesinin MCI ve demans riskini azaltabileceğini vurguladı. Bu görüş, genel psikolojik iyilik halinin ve sosyal bağlılıkların beyin sağlığını korumada ne kadar kritik olduğunu ortaya koyuyor.
Araştırmanın bulguları, bu faktörlerin erken dönemlerde gözlemlenmesinin gelecekteki bilişsel bozulmaların önlenmesi açısından hayati olabileceğini gösteriyor. Zihinsel sağlığın beyin sağlığı üzerindeki önemli etkisi giderek daha fazla kabul görüyor.
Dolayısıyla, yaşamda bir amaç bulmak, kişisel gelişim fırsatlarını değerlendirmek ve sosyal olarak aktif kalmak, yalnızca genel refahı artırmakla kalmayıp, bilişsel fonksiyonları koruyarak demans riskini de azaltabilir.