Haber Başlığı

Yeni araştırmalar, özellikle plastik şişelerde bulunan mikroplastiklerin, hormonal dengesizlikler ve kilo alımı gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini ortaya koyuyor.

Mikroplastikler, 5 milimetreden daha küçük boyutlarda olan plastik parçaları olarak tanımlanıyor. Bu zararlı parçacıklar, doğadaki plastik atıkların bozulmasıyla ya da zaten küçük boyutlarda çevreye salınarak ortaya çıkıyor.

Plastik şişeler, kesme tahtaları ve günlük kullandığımız kozmetik ürünleri, bu mikroplastiklerin en yaygın kaynakları arasında yer alıyor.

Son günlerde yapılan araştırmalara göre, her bir litre şişelenmiş su, ortalama 240 bin mikroplastik parçacığı içeriyor. Bu parçacıkların vücuda girmesi, hormonlarımız üzerinde olumsuz etkilere neden olabiliyor.

Mikroplastikler, östrojeni taklit eden kimyasallar olarak işlev görebiliyor ve bu durum, çocuklarda erken ergenlik ve anormal kilo alımına sebep olabilir. Ayrıca yetişkinlerde kilo alımı, cinsel işlev bozuklukları ve doğurganlık sorunları gibi ciddi sağlık problemleriyle de ilişkilendiriliyor.

Mikroplastiklerin doğurganlık üzerindeki olumsuz etkileri de dikkat çekici. Araştırmalar, bu zararlı maddelere maruz kalmanın sperm sayısını ve kalitesini azaltabileceğini, dolayısıyla erkeklerin doğurganlık sağlığını tehdit edebileceğini gösteriyor.

Ayrıca, mikroplastiklerin plasenta dokusunda ve bebeğin ilk dışkısında tespit edilmesi, fetüsün de bu tehlikeli maddelere maruz kaldığını kanıtlıyor.

Mikroplastiklere maruziyeti azaltmanın yolları da oldukça önem taşıyor. Uzmanlar, plastik şişeler yerine cam veya paslanmaz çelik kaplar kullanmayı, mikrodalgada plastik yerine cam kaplar tercih etmeyi ve doğal kumaşlardan üretilmiş giysiler giymeyi öneriyor. Ayrıca, musluk suyunu filtrelemek için mikroplastikleri temizleyen su filtreleri kullanmak, sağlığımızı korumada etkili bir yöntem olabilir.