Haber Başlığı

Hepimizin içinde bir iç eleştirmen vardır. Bu eleştirmen, düşündüğümüz, söylediklerimiz ve yaptıklarımız hakkında sürekli olumsuz yorumlar yapar. Hatta bazılarımızda, bu eleştirmen kendisine olan bakış açısını o kadar güçlendirir ki, hayatımızın her anında etkisini hissettirir.

İçsel eleştirmenimiz, en küçük hatalarımızı bile büyütür ve gelecekte başarısız olma ihtimallerimizi sürekli olarak gözler önüne serer. Adeta, her adımımızı yanlış atacağımızı söyleyen, kötü senaryolarla dolu bir film izletir.

Bu filmde, başarıya ulaşamayacağımızın, her şeyin ters gideceğinin senaryoları yazılır. Gelecekteki korkularımızla, geçmişteki pişmanlıklarımızla harmanlanmış kasvetli ve karamsar bir film gibidir bu.

İlginizi çekebilir Film setinde taciz iddiası! Film setinde taciz iddiası!

Hayatımızda olumlu bir gelişme yaşadığımızda bile, içsel eleştirmen hemen devreye girer ve bir felaket senaryosu oluşturur. Sinemada asla görmek istemeyeceğiniz bu tür 'kendisini kötü hissettiren' filmler, nedense zihnimizin gişe rekorları kıran yapımlarıdır.

Peki, neden zihin sürekli olumsuz şeyler düşünür?

Bunun kökeni, insanlık tarihinin çok eski dönemlerine dayanıyor. Atalarımızın hayatta kalabilmesi için olabilecek en kötü durumları düşünmeleri gerekiyordu.

Yiyecek bulmak, barınak inşa etmek ve avlardan kaçmak için, en küçük tehlike işaretlerini dahi fark etmeleri gerekiyordu. Zihnimiz, hayatta kalma içgüdüsüyle bu şekilde evrimleşti. Ancak zamanla, bu endişe biçimi modern hayatta bize yalnızca zarar vermeye başladı.

Teknolojinin ve kültürün gelişmesiyle, korku ve kaygı için daha fazla malzeme üretmeye devam ettik. Zihnimiz, 'kötü' senaryolar üretmekte bir ustaya dönüştü. Ama artık bu filmler gerçekten faydalı mı?

Gelecekte kötü bir şey olabileceğini düşünmek hala önemli olabilir, ancak zihin bu film makinelerini durduramaz hale geldiğinde, bu filmler sadece kendimize zarar vermeye başlar.

İyi haber şu ki, içsel eleştirmenin bu karamsar yapımlarını değiştirmek mümkün. Meditasyon, farkındalık çalışmaları ve psikoterapi gibi yöntemlerle, zihnimizdeki filmi durdurup, yeniden yazabiliriz.

Bilişsel-davranışçı terapi gibi tekniklerle, bu olumsuz düşüncelerin önüne geçebiliriz. Zihnimizde beliren kötü senaryoların sadece düşünceler olduğunu hatırlamak, vücudumuzun ve zihnimizin bu senaryolara gerçekmiş gibi tepki vermesini engellemeye yardımcı olabilir.