Alem Dergisi bu hafta ekranda, sinemada ve dijital platformlardaki birbirinden farklı rollerin üstesinden başarıyla gelen, duru güzelliğiyle de herkesi büyüleyen başarılı oyuncu Pınar Deniz ile Bodrum'da bir araya geldi.
Yaşadığı dönemi ile ilgili oyuncu, “Hayatımın karışık, yoğun ama güzel bir dönemindeyim. Hem özel hem iş hayatımda yaşadıklarım bana çok şey öğretiyor. Hayat yolda olmak gibi. Engellere takıldığım, yolumu şaşırdığım, kendimi sınadığım bir dönemden geçtim. (umarım geçmişimdir) Sonrası hep aydınlık derler ya ben de öyle düşünüyorum.” sözleriyle anlattı.
Kendisini çok heyecanlandıran bir film projesinin çekimlerine devam eden Pınar Deniz karakteriyle ilgili ser verip sır vermedi: “Evet çok heyecanlı bir yolculuk olacak benim için. Yılmaz Erdoğan’ın yazdığı ve Hilal Saral’ın yönettiği tatlı bir film için çalışmaya başlıyoruz. Daha yolun çok başında olduğumuz için sürprizleri kaçırmak istemem o yüzden konusu ve karakterim hakkında pek bilgi veremeyeceğim ama sadece şunu söyleyeyim, oynamaktan çok keyif alacağım, benim de ilgilendiğim bir alana ilgi duyan ve öyle yaşayan bir kızı canlandıracağım. Hissini çok sevdim filmin ve sahnelerimi sabırsızlıkla bekliyorum.”
“Büyüdükçe yaşlanmıyorum çocuklaşıyorum sanki”
Başarılı oyuncu büyüdükçe kendini daha iyi hissettiğini şu sözleriyle açıkladı: “Büyüyorum. Büyüdükçe yaşlanmıyorum çocuklaşıyorum sanki. Çünkü dert ettiğim ya da beni düşüren, bana katkısı olmayan her şeyden uzak durmaya çalışıyorum. Yargılamamaya çalışıyorum. Dedim ya insanları olduğu gibi kabul edince her ortamdan keyif alabiliyorum. Bir de hayat gerçekten çok anlık ne gerek var enerjini düşürmeye. Kendime bir ütopya yarattım içinde mutlu oluyorum.”
Pınar Deniz hayatındaki 3 dönüm noktasını anlattı: “Lise 3 yılı felsefeyle tanıştığım bir dönemdi; kafamın şekillenmesi ve hayata bakış açımın inanılmaz değiştiği, büyüdüğümü hissettiğim ilk yıldı. “Vatanım Sensin”de oynamak hem kariyer hem mental anlamda dönüm noktamdı. Duygularımla tanıştım resmen o projede. Her duyguyu hissettim diyebilirim oynarken ve beni büyütüp geliştirdi. Tüm ailemin COVID yüzünden hastanede yatması ve bizim evde yaşadığımız çaresizliği hiç unutmayacağım. Hayata baktığım yeri güçlendirdi ve ne kadar andan ibaret olduğumuzu daha iyi anladım.”dedi.
“Bir olma yolculuğu benim için aşk”
Önümüzdeki günlerde Netflix'te 2. sezonu başlayacak olan Aşk 101 dizisinde de rol alan Deniz, “Aşk demişken de belli bir tanımım yok aslında. Yaşadığım şeye isim koymayı sevmiyorum ama o mide ağrısı, yemek yiyememe, sürekli onu düşünme hali bende de oluyor. Bir olma yolculuğu benim için aşk.” dedi.
Pınar Deniz ileride geniş aile olmayla ilgili şu sözleri dile getirdi: “Çok seviyorum ama çocuk gerçekten büyük sorumluluk. Çocuk sahibi olmak isteyenlere ehliyet verilmesi gerekiyor bence. Ben çok kalabalık bir ailede büyüdüm yalnız olmak ne demek bilmiyorum. Büyüdükçe kardeşlerinin, büyük sofraların kıymetini anlıyorsun. İleride kalabalık bir aile olma hayalim var tabii. Çocukluğumdan beri hep evlat edinmek istiyorum umarım bir gün hazır olduğumda gerçekleşir”.
Başarılı oyuncu kendini hissettiği en iyi yerin ise doğa olduğunu ama insanın olmadığı yapaylıktan uzak sadece ben ve doğanın baş başa olduğu yerlerde kendimi muazzam hissettiğini açıkladı. Ayrıca müzelerle ilgili ise, “Müzelerde de çok iyi hissediyorum. O esere baktığımda o dönemin ruhuna bürünüyorum. İstanbul Üniversitesi’nde okurken Gülhane’ye kadar yürürdüm her gün. Kulaklığımı takıp tarihi yerleri gezdiğimde o döneme ışınlanıyormuşum gibi hissediyorum.” dedi.
Çocukluğunu anlatan Pınar Deniz sokakta arkadaşlarıyla her gün farklı oyun oynadıklarını akşam olunca ise mutlaka saklambaç oynadıklarını söyledi. Deniz ayrıca, “Bahçede tiyatro ve gösteriler düzenlerdim. Hem de ücretli… Ticaret hayatım orada başlayıp bitti. Yaratıcı bir çocuktum, hayal kurmayı çok severdim. Sabahlara kadar okuduğum kitapları hatırlıyorum, devamında o karakterlerin sonraki hayatlarını düşünür kafamda senaryo oluştururdum.” dedi.
“İçimde hep bir gitmek duygusu var”
Seyahat ettiğinde kendini müthiş hissettiğini ve havaalanında tek başına vakit geçirmeyi çok sevdiğini fark eden Deniz, “Mesela kendime ben köksüzüm derim hep. İçimde hep bir gitmek duygusu var. Özgürleşiyormuşum gibi hissediyorum. Yurt dışına gitmeyi çok özledim. Özellikle Güney Fransa bölgesini. Bir an önce bu günleri atlatıp özgürce uçalım istiyorum.”
Hayatının bundan sonraki dönemi sorulduğunda güzel oyuncu, “Bilmiyorum. Artık geleceğe dair büyük cümleler kurmuyorum. Yoldayım ve karşıma çıkanı olduğu gibi kabul ettiğimde beni şaşırtacak ya da öğreneceğim çok fazla şey oluyor zaten. Spesifik olarak Afrika’ya gitmek çok istiyorum. Dünyanın her yerinde belli dönemlerde yaşayıp orada kendimi yerel halktan biri gibi hissetmek istiyorum.” dedi.