Dermatoloji Uzmanı Dr. Enkhjargal (Egi) Losol, uyuz paraziti ile enfekte olmanın, sık temasla veya enfekte bir kişinin kişisel eşyalarıyla temas etmek suretiyle bulaşabileceğini belirtti. Dr. Losol, “Uyuz, yakın temasın 20 dakikadan fazla sürdüğü veya enfekte kişinin kullandığı özel eşyaları kullanmanın ardından da bulaşabilir. Son dönemlerde alışveriş sırasında elbiseleri denedikten sonra da enfeksiyon görülebileceği rapor edilmiştir,” dedi.
Uzman Dr. Enkhjargal (Egi) Losol, uyuz hastalığının artış nedenlerini, tanı süreçlerini ve tedavi yöntemlerini açıkladı.
“Salgınlar genellikle kalabalık yaşam alanlarında başlar,” dedi. Uyuz hastalığının insan hayatını neredeyse 2500 yıldır etkileyen ve en yaygın görülen ektoparaziter hastalıklardan biri olduğunu vurgulayan Dr. Losol, “Uyuz, toplum sağlığı için ciddi bir tehdittir. Kalabalık yaşam, ilk vakaların erken tedavi edilememesi ve halkın bu konuda bilinçsiz olması gibi faktörler, uyuzun hızlı yayılmasına neden olur. Bu tür salgınlar genellikle doğal afetler, savaşlar, ekonomik krizler ve mülteci kampları gibi yoğun nüfuslu bölgelerde patlak verir,” diye açıkladı.
Dr. Losol, dünya genelinde, ülkenin sosyo-ekonomik durumundan bağımsız olarak herhangi bir zamanda 200 milyonun üzerinde insanın enfekte olduğunu belirtti ve “Bu nedenle bu hastalık hem bireyler hem de sağlık sistemleri için ciddi bir ekonomik yük oluşturur. Bu tür enfeksiyon hastalıkları, tarih boyunca yaklaşık 30-40 yılda bir pik yapma eğilimindedir ve son yıllarda dünya genelinde artış gösteriyor. Bu nedenle uyuz hakkında farkındalığın artırılması önemlidir,” dedi.
Uyuzun belirtilerinin genellikle geceleri artan ve sıcak banyo veya duş sonrası daha da kötüleşen kaşıntılar olduğunu vurgulayan Dr. Losol, “Fiziksel belirtiler ortaya çıkmadan önce, kişilerde bu belirtilerin görülebileceğini unutmayın. Tipik olarak etkilenen bölgeler arasında eller, parmak araları, el bileği içleri, koltuk altları, kulak arkası, bel, karın bölgesi, kalça, ayak bilekleri ve ayak tabanları yer alır. Erkeklerde genital bölge, kadınlarda meme ucu ve genital bölgeler sıklıkla etkilenir. Bebekler, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde kafa derisi, yüz ve yanaklar dahil vücudun her yerini etkileyebilir,” dedi.
Uyuzun tanısının genellikle klinik olarak konulduğunu ve laboratuvar testlerine ihtiyaç duyulmadığını belirten Dr. Losol, “Bazen kan testlerinde IgE seviyelerinin yükseldiği görülebilir, ancak bu sadece uyuzun belirtisi değildir, çünkü diğer parazit hastalıkları, özel sendromlar veya alerjik ürtiker gibi durumlarda da yüksek olabilir. Tanı gerektiğinde cilt kazıntısı alınarak mikroskop altında incelenerek konulabilir. Nadiren, cilt biyopsisi ile de tanı konulabilir. Uyuz belirtileri zamanla ortaya çıkabileceğinden, ilk muayenede hemen teşhis koymak zor olabilir ve sıkça alerjik hastalıklarla karıştırılabilir,” diye ekledi.
Dr. Losol, “Belirtiler olmasa bile, tüm aile üyelerinin aynı anda tedavi görmesi gerektiğini” vurguladı. Uyuzun tedavisinin genellikle reçeteyle verilen ve haftada bir kez uygulanan topikal kremlerle yapıldığını açıkladı. “Krem veya losyon tedavisi bebeklerde ve 5 yaşın altındaki çocuklar için tüm vücuda uygulanmalıdır. Diğer yaş gruplarında ise saçlı deri ve yüz dışındaki bölgelere uygulanır. Tüm tekstil ürünleri 60 derecenin üzerinde sıcakta yıkanmalıdır, yıkanamayan ürünler hava geçirmeyen torbalarda 7-10 gün boyunca saklanabilir. Ayrıca, diğer aile üyelerinin belirtileri olmasa bile aynı anda tedavi almaları önemlidir. Evcil hayvanlar uyuz paraziti için konak değildir, bu nedenle onların tedavi edilmesine gerek yoktur,” dedi.